PSA (Prostat Spesifik Antijen) erkeklerde prostat dokusundan salınan ve prostat hastalıklarının tanı ve tedaviye yanıtını ölçen bir kan testidir.
Prostat kanseri, iyi huylu prostat büyümesi ve prostatın iltihabi hastalıkları (prostatit) gibi durumlarda çeşitli seviyelerde artabilir ve bu test ile bu hastalıklar birbirinden ayırt edilmeye çalışılır.
Dünyada erkeklerde en sık görülen 2. kanser türü prostat kanseridir. Buna rağmen düşük evreli prostat kanserlerinde kansere bağlı ölüm oranı çok düşüktür.
PSA testi de kolay ölçülebilir, ucuz ve prostat kanseri için duyarlılığı yüksek oluşu nedeni ile prostat kanserinde tarama amaçlı kullanımını efektif hale getirir.
PSA prostat dokusundan salınan antijendir. Prostat dokusundaki hücre yaşam-ölüm dengesinin bozulduğu (apoptozis) durumlarda PSA yükselir. Bunlar; prostat kanseri ve iyi huylu prostat büyümesi olabilir.
PSA testi koldan alınan bir tüp kan testi ile bakılır. Açlık ya da tokluktan etkilenmez ve bu kan testi günün herahngi bir saatinde verilebilir.
Her PSA yüksekliği prostat kanseri anlamına gelmez. Yukarıda da bahsedildiği gibi iyi huylu prostat büyümesi, prostat iltihabı gibi diğer prostat hastalıklarında da Total PSA yüksekliğinde bir miktar artış olur. Bunları ayırt etmek için muayene oldukça önemlidir.
Ultrasonografi ile prostat hacminin ölçülerek prostat hacmine göre PSA’ni yorumlamak (PSA Dansitesi) da yol göstericidir. Yine iltihabi semptomları olan hastada tam idrar analizi ve idrar kültürü de yapılacak testler arasındadır. Dolayısıyla her PSA yüksekliğine kanser yaklaşımı doğru değildir.
Genel olarak yıllardan beri PSA değerinin 4 ng/ml ‘den yüksek olması bir sınır gibi kabul edilmektedir. Ancak bu her hasta için doğru bir yaklaşım olmaz.
Örneğin 45-55 yaş arası genç hastalar için Total PSA üst sınırı çoğu bilimsel yayında 2.5 olarak kabul görmüştür. Nispeten daha yaşlı (70-80 yaş ve üzeri) erkekler için ise üst sınır 4 değerinden daha yukarılara çekilebilmektedir.
Örneğin 87 yaşında bir erkek hastada Total PSA değerinin 6 ng/ml ölçülmesi halinde prostat kanseri şüphesi ile hemen biyopsi yapmak doğru yaklaşım olmaz ve bu hastaların sadece takip edilmesi daha doğru yaklaşım olacaktır. Ayrıca saptanan PSA yüksekliğinin prostat büyümesi ya da iltihabi hastalıklar ayrımı için rektal muayene ve diğer testler (idrar, ultrasonografi, multiparametrik MR) ile değerlendirilmesi gerekmektedir.
Normal aralıktaki PSA değerlerinde bile düşük oranda da olsa kanser saptanabileceği unutulmamalıdır. Ancak başka bulgusu olmayan erkekler için nispeten güvenli PSA aralıklarını kabaca yaşa göre sıralamak gerekirse;
Bu verilerin sadece bir rakam olduğu ve hastanın hikayesi, prostat hacmi ya da muayenesi olmadan tek başına anlam ifade etmediği bilinmelidir.
Daha önce de bahsettiğimiz gibi her PSA yüksekliği prostat kanseri olduğu anlamına gelmez. Tabiki PSA değeri ne kadar yüksek olursa kanser patolojisi saptanma olasılığı o kadar yüksektir. Ancak PSA yüksekliği olan hastada muayene, görüntüleme yöntemleri (MR, Ultrasonografi) ve diğer testler (idrar vs) yapıldıktan sonra prostat biyopsisine karar verilir.
Dolayısıyla iyi huylu hastalıklar da çıkabileceğini hastalarımız bilmelidir. Kötü ihtimal saptansa dahi prostat kanseri için elimizde güçlü silahların var olduğu da unutulmamalıdır.
PSA ne kadar yüksek olursa prostat kanseri saptanma oranı o kadar artar. Özellikle 20 ng/ml üzerindeki PSA değerlerinde bu oran çok yüksektir (%85-90).
Yapılan çalışmalarda Total PSA değeri 100’ün üzerindeki hastalarda ise %100 e yakın metastatik hastalık saptanmıştır. Tabi ki yazımızın diğer alt başlıklarında da belirttiğim gibi iyi huylu prostat büyümesindeki ciddi artış, prostat enfeksiyonları ve idrar yapamamaya bağlı tam tıkanıklık durumlarında da PSA yükseleceği için bu patolojiler ekarte edilmelidir.
Yaşa ve kişiye göre değerlendirme yapıldıktan sonra PSA değeri yüksek olan hastalarda prostat biyopsisi zaruridir. Öncesinde çekilen multiparametrik prostat MR biyopsinin başarı şansını arttırır. Özellikle MR Füzyon Biyopsi ile doğru tanı konulma yüzdesi artar.
Birinci derece yakınlarında prostat kanseri olan erkek bireylerde PSA testi 45 yaşında, herhangi bir yakınması ve risk faktörü olmayan bireylerde ise 50 yaşında PSA testi ölçülmelidir.
PSA değerini ve prostat hacmini düşüren ilaçlar mevcuttur. Bu ilaçları uzun vadeli kullanmak gerekir. Ancak bu ilaçlara bağlı düşüşün sanal bir düşme olacağı ve bireyin kanser olasılığını azaltmayacağı bilinmelidir. Doktor kontrolünde kullanılması gereken ilaçlardır.
Bir dönem yapılan çalışmaların domatesteki likopenin, selenyum, E ve D vitamini gibi antioksidanların prostat kanserinde korunmaya olumlu etkisinin olabileceği belirttilmiştir. Yine kabak çekirdeği, cüce palmiye bitkisinin prostat hacmini küçülttüğü biliniyor. Ancak tüm bunlar kanıt düzeyi düşük yayınlar olup özellikle antioksidanların son yayınlanan makalelerde koruyucu etkisinin olmadığı belirtilmiştir.
PSA düşürmeye de faydasının olmadığı bilinmelidir. PSA yüksekliği olan bireyin bunu ciddiye alarak doktor tavsiyelerine uymasını ve PSA düşüren yöntemler ile zaman kaybedip hastalığın ilerlemesine müsaade edilmemesini tavsiye ederim.
Evet yükselebilir. Ancak bu yükseklik genel olarak normalin 1.5 katı şeklinde ve 24 saat süren bir yüksekliktir.