Erkek üreme sisteminin parçası olan testisler skrotum adı verilen kese içerisinde bulunan oval şeklinde iki organdır. Testisler sperm üretme ve depolamada işlevsel olmakla birlikte libido üretiminde, kas kütlesinin artmasında ve sekonder seks karakterlerinin (sakal, bıyık) oluşmasında etken olan testosteron hormonun üretilmesinde de işlevseldir.
Testis kanseri bir ya da iki testiste kötü huylu tümör hücrelerinin geliştiği hastalıktır. 18-35 yaş arası genç erkeklerde en sık görülen ürolojik kanserlerden biridir.
Testis kanserleri doktor tarafından rutin muayenede veya daha sıklıkla hastanın kendisi tarafından tespit edilir. En sık rastlanan bulgusu testiste ağrısız şişlik ve sertliktir. Bunun yanında skrotumda ağırlık, karın alt bölgesi ve kasıklarda ağrı veya skrotumda ani sıvı toplanması (hidrosel) şeklinde bulgular olabilir.
Bu kanser türünün erken teşhisi için erkeklerin ayda bir kez sıcak duş sonrası testislerini kendi kendine muayene etmeleri önerilir.
Cerrahi olarak düzeltilmiş olsa da inmemiş testis bir risk faktörüdür. Penis, testis veya böbrekler ile ilgili doğumsal bir yapı farklılığının olması durumunda yatkınlık artabilmektedir. Bunun yanında infertilite (kısırlık) aile öyküsü bulunması, kleinfelter sendromu gibi genetik hadiseler, beyaz ırk, esrar kullanımı , daha önce testis kanseri öyküsü bulunması testis kanseri gelişimi için diğer risk faktörleridir.
Hastanın mutlaka genel muayenesinin yapılması (özellikle batında ele gelen kitle var mı?) gereklidir. Bunun yanında her iki testis sırasıyla dikkatli şekilde muayene edilmelidir. Bu muayenede testiste ele gelen kitlenin genel yapısı (sert mi, sınırları düzensiz mi? yaklaşık ebatları? Testis içindeki hangi lokalizasyonda olduğu?) değerlendirilir.
Testisin iç yapısı, kitlenin özellikleri ve ebatları, skrotal doppler ultrasonografi yapılıyorsa tümörün damarlanma özellikleri değerlendirilir.
Testis kanserinde, kanser hücreleri tarafından kana salgılanan bazı belirteçlerin (marker) serumdaki düzeylerinin ölçümü yapılır. Marker denilen bu maddeler salgılayan kansere spesifik tanının konulmasında yardımcı olur. Ayrıca bu markerlerin seviyesi, tümörün klinik evresinin (vücuda yayılma aşaması) konulmasında da yardımcı olur. Bunlar AFP, Beta-HCG, LDH olarak adlandırılır.
Lenf nodu tutulumu ve metastaz değerlendirilmesi için ya da tedavi sonrası yanıtın değerlendirilmesi için MR, Bilgisayarlı Tomografi ya da PET-BT kullanılabilir.
Testis Kanserin evresi (testisin içinde mi sınırlı?, testisin yan oluşumlarına sirayet etmiş mi? Lenf nodu tutulumu olmuş mu ve olduysa hangi boyutta ve hangi noda? Vücutta başka bir organda yayılım mevcut mu? Kandaki AFP, beta-HCG, LDH seviyeleri nelerdir?) , kanserin histolojik tipi , tümörün büyüklüğü, hastalığın prognozunu ve tedavisini etkiler.
Testis kanserleri sıklıkla KÜR (tam iyileşme) sağlanabilen kanserlerdir. Testis kanserinin hem tanı hem de tedavisi, testisin inguinal orşiektomi denilen, kasık üzerinden yapılacak cerrahi operasyonla çıkarılmasını gerektirir. Cerrahi operasyonun vakit kaybedilmeden yapılması gerekmektedir.
Çıkan patoloji sonucuna göre ileri tedavi ve takip protokolleri belirlenir. Bazı hastalarda ikinci bir operasyonla lenf nodu çıkarılması ameliyatı (RPLND) radyoterapi veya kemoterapi gibi tedaviler gerekebilir. Özellikle medikal onkoloji hekiminin de katıldığı multidisipliner bir çalışma gerektirir.
Testis tümörlerinde uygulanan tedaviye yanıt alınmasına rağmen nüks (hastalığın tekrarlaması) görülebilir. Tekrarlama olasılığı ilk 2 yıl en fazladır. Bu yüzden hastanın yakın takibi çok önemlidir.
Hastanın diğer testisinde de kanser görülme riski artmıştır. Bu yüzden hastanın testisini aralıklı olarak muayene etmesi gerekir. Kanserli testisin çıkarılması hastanın üreme potansiyelini ve cinsel yaşamını etkilemez. Ancak kemoterapi tedavisine bağlı olarak üreme fonksiyonlarında ve meninin boşalmasında bozulma görülebilir. Cerrahi operasyon ve kemoterapi öncesi hastalara sperm dondurma işlemi de önerilmektedir.
Yapılan çalışamalar tek testisli erkeklerde sperm parametrelerinde düşüşü ve subfertiliteyi (kısırlığa eğilimi) göstermişse de bu bireylerin paternite (baba olma hali) oranlarının iki testisli erkekler ile benzer olduğu anlaşılmıştır.
Ancak testis kanseri nedeniyle bir testisi alınması gereken erkeklerde evresine göre daha sonra ek tedaviler (radyoterap ve kemoterapi) gerekebileceğinden ve bu tedavilerinde spermatogenezi baskılama ihtimali nedeniyle ameliyat öncesi bazı önlemler alınması önerilmektedir. Bu önlemlerin en başlıcası testis alınmadan önce ya da radyoterapi, kemoterapi öncesi sperm dondurma işleminin yapılmasıdır.
Testis kanseri ya da başka bir nedenle testis kaybına uğrayan ve bunun psikolojiki kozmetik etkisinden kurtulmak isteyen bireyler için normal testis dokusu kıvamı, şekli ve boyutunda protezler geliştirilmiştir. Bu protezler kanser cerrahisi esnasında ya da sonrasında yerleştirilebilir.
Not: Sayfa içerikleri sadece bilgilendirme amaçlı olup tanı ve tedaviniz için doktor başvurusu gereklidir.