Dünyada yılda 7 milyon insanın ölümünden sigara sorumludur. Sigara kanserler için atfedilen en önemli risk faktörüdür ve kansere bağlı ölümlerin de yaklaşık 1/3’ünde suçludur.
Kanser tanısı almış hastaların da yaklaşık %60’I ya aktif içici ya da önceki içicidir. En çok akciğer kanseri ile ilişkili olmak üzere; mesane kanseri, gırtlak ve diğer solunum yolu kanserleri için en büyük risk faktörüdür.
Avrupa’da her iki cinsiyet gözönünde bulundurulduğunda mesane kanseri 5. sırada görülen en sık kanserdir. Tüm kanser vakalarının yaklaşık %5’ini oluşturmaktadır. Mesane kanseri tanısı konulan hastaların da yaklaşık %50’sinden sigara sorumlu tutulmuştur.
İçilen sigaranın süresi ve günlük miktarı arttıkça risk de katlanarak artar. Sigara da tespit edilen aromatik aminler başlıca etkendir. Hastalığın tanısı konulduktan sonraki ilerlemesinde de sigara suçlu bulunduğundan bilimsel veriler mesane kanseri tanısı sonrası bile sigaranın bırakılmasının önemli olduğunu vurgulamaktadır.
Erkek cinsiyet için en sık ikinci kanser olan prostat kanseri için de son yıllardaki veriler sigara için olumsuzdur. Kansere bağlı ölüm, agresif tümöre evrilme ve kötü hastalık gidişatı açısından sigara prostat kanserinde de risk faktörü olarak saptanmıştır. Sigarada tespit edilen kadmium başlıca etkendir.
Yine Avrupa’da en sık görülen ilk 10 kanser arasında olan böbrek kanseri için de sigara önemli bir etkendir. Böbrek Kanseri ▶ tanısı alan hastaların yaklaşık %50’si ya aktif sigara içicisi ya da önceki içicidir. Artık çok genç yaşlarda bile görebildiğimiz bu kanser türünden korunmak için de sigaranın bırakılması elzemdir.
Diğer ürolojik kanserlerden olan testis kanseri için ise sigaranın risk faktörü olduğu ispatlanamamştır. Sigara dışında daha önemli risk faktörleri bilinmektedir. (Bakınız: Testis Kanseri Tedavisi, Ameliyatı ▶
Sigaraya bağlı ölümlerin başlıcalarını oluşturan kalp damar hastalıkları, kanserler ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) için içiciliğin süresi ve miktarı önemli olduğu bilinmektedir. Ancak bilimsel veriler ışığında hangi aşamada olursa olsun sigarayı bırakan kişinin daha uzun yaşam beklentisi ve sigaraya bağlı hastalıkların daha az olumsuz etkisini göreceği bilinmelidir.
Tüm yaşlarda bu sürecin faydası olacağı gibi özellikle 40 yaş altında sigaranın bırakılması belirgin fayda sağlayacaktır.
Her ne kadar ülkemizde sigara bırakma polikliniklerine istenilen seviyelerde erişelemese de tıbbi destek almanız size faydalı olacaktır. Kişisel kanaatim sigarayı bırakacak kişinin öncelikle kendisinin bir bırakma modeli oluşturması ve bu modelin kişinin kendine inandırıcı gelen, dürüst bir şekli olmalıdır. Bırakma periyodu planlı bir şekilde ve kesin kurallarla ilerlemelidir. Süreç uzatılmamalıdır.
Herhangi bir duygu değişikliğinin ya da stres faktörünün (bugün işyeri yoğundu, sınav haftam, dükkanda yolunda gitmeyen hesaplar) bu süreci baltlamasına izin verilmemelidir.
Sigarayı bırakmak isteyen kişi yaşamın doğasının temiz hava solunmasını gerektirdiğini ve bu kirli kimyasal havanın insanın yaradılışı ile bağdaşmadığını, şartlar ne olursa olsun sigarayı içmeyeceğini özümsemelidir. Samimi bir şekilde ailesinden, dostlarından ve çevresinden de bu süreçte yardım istemelidir.
Yeşilay başta olmak üzere sivil toplum kuruluşları ile web sitesi, telefon hattı ya da bürolarından destek talebi yapılması faydalı olacaktır.
Sağlıklı günler dilerim.
Doç. Dr. Arif Demirbaş