İyi huylu prostat büyümesi, tıbbi adıyla benign prostat hiperplazisi (BPH),yaşlanma ile birlikte erkeklerde sık görülen bir durumdur. Prostat bezinin hücre sayısında artışa bağlı olarak büyümesiyle gelişir. Bu büyüme, mesanenin hemen altında yer alan prostatın idrar yolunu daraltmasına ve idrar yapma ile ilgili sorunlara neden olabilir. BPH, kansere dönüşmeyen ama yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen bir durumdur.

İyi Huylu Prostat Büyümesi mesane ile idrar kanalı arasında yerleşen organ olan prostatın büyüyerek idrar akımını zorlayabilmesidir. 60 yaşın üzerindeki her iki erkekten birinde görülen iyi huylu prostat büyümesi (BPH) büyük çoğunluğu da tedavi gerektirir semptom oluşturmaktadır. Yaşam kalitesinde hafif bozulmadan böbrek yetmezliği, mesane taşı gibi başka ciddi hastalıklara da yol açabilir.
İyi Huylu Prostat Büyümesi yani BPH’nin kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, hormonal değişikliklerin ve yaşlanmanın önemli rol oynadığı düşünülmektedir. Özellikle testosteronun metaboliti olan dihidrotestosteron (DHT),prostat hücrelerinin büyümesini uyarır. Ayrıca, yaşla birlikte östrojen düzeyindeki artış da prostat hücre proliferasyonunu destekleyebilir. Kronik inflamasyon, oksidatif stres ve büyüme faktörlerinin etkisi de bu sürece katkı sağlar.
İyi Huylu Prostat Büyümesi (BPH) genellikle 50 yaş ve üzeri erkeklerde görülür. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar; 60 yaşındaki erkeklerin yaklaşık %50’sinde ve 80 yaş üzerindekilerin %80’inden fazlasında semptomatik ya da asemptomatik BPH mevcuttur. Obezite, fiziksel aktivite eksikliği, diyabet, kalp hastalıkları ve metabolik sendrom gibi faktörler de riskin artmasına neden olabilir.
En sık iyi huylu prostat büyümesi belirtileri idrar akımının zayıflaması, ıkınarak ve zorlanarak idrar yapma, dağınık ve çatallı işeme, idrar yapmaya başlamanın ve idrar yapmanın uzun sürmesi, gündüz ya da gece sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, idrar kaçırmadır. Bazen idrarda gözle görülür kanama da olabilir. Bunlardan bir ya da birkaçı görülebilir.
Yukarıda bahsi geçen belirtiler veya başka idrar yolu ilişkili düşündüğünüz semptomunuz olursa hemen başvurmalısınız. Ayrıca erkek cinsiyetinde en sık görülen ikinci kanserin prostat kanseri olduğu bilinmektedir. Bu nedenle erken tanı ve tedavi için hiçbir belirtisi olmasa bile 50 yaşını aşmış her erkek mutlaka üroloji hekimini ziyaret etmelidir.
Bu ziyaret ailesinde prostat kanseri olan bireylerde 45 yaş sonrası olmalıdır. Sonraki kontrol zaman aralığını kişisel riskinize göre hekiminiz size belirtecektir.
Özellikle prostat kanseri olmak üzere bazen de iyi huylu prostat büyümesi belirtisi vermeden sinsi şekilde ilerleyebilir. Hem erken tanı hem de bu hastalıkların ayrımı için doktorunuz gerekli testlerinizi ve muayenenizi yapacaktır.
Tedavi, hastanın semptomlarının şiddetine, yaşam kalitesi üzerindeki etkisine ve komplikasyonlara göre planlanır. Hafif vakalarda yaşam tarzı değişiklikleri ve takip yeterli olabilir. Orta ve şiddetli semptomlarda ilaç tedavisi (alfa-blokerler, 5-alfa redüktaz inhibitörleri) kullanılır. İlaçlara yanıt alınamayan ya da komplikasyon gelişen hastalarda cerrahi müdahale (TUR-P, HoLEP, lazer enükleasyon gibi) gerekebilir. Minimal invaziv yöntemler, iyileşme süresini kısaltmakta ve komplikasyon oranını azaltmaktadır.
Prostat hastalıkları için doktorunuza başvurduğunuzda hem doğru tanı hem de tedavi için çeşitli testler yaptıracaktır. Bunlar her hastanın özelliğine göre değişmekle birlikte böbrek fonksiyon testleri (üre, kreatinin) idrar testleri, PSA (prostat spesifik antijen) üroflowmetri (idrar akım hızını ölçen test) ve ultrasonografi en sık istenen tetkiklerdir.
Whatsapp: +90 532 485 0016
Instagram: @drarifdemirbas
Youtube: @drarifdemirbas
Testlerin dışında prostatın muayenesi de özellikle iyi huylu prostat büyümesi ve prostat kanserinin ayrımında büyük önem arz etmektedir. Prostat kalın bağırsağın çıkışa yakın bölümü olan rektumun hemen önünde yerleştiğinden muayenesi makattan parmakla kolaylıkla yapılabilmektedir. Ancak bu durumun özellikle toplumumuzda hastalarda endişelere de yol açtığı da aşikardır.
Prostat muayenesindeki endişelerin ve korkuların çoğunlukla yersiz olduğunu belirtmek isterim. Bu muayene saniyeler içinde ağrısız bir şekilde yapılabilir. Üstelik kanserin erken tanısı için çok değerli olduğu da düşünüldüğünde hastalarımızın oldukça yararına olduğu bilinmelidir.
Sırf parmakla muayene korkusu nedeniyle belirtileri olup hekime başvurmayan hastaların da varlığı biz üroloji hekimlerinin sıkça rastladığı gerçektir. Bu muayene ile ilgili endişeleri olup hiçbir şekilde yaptırmak istemeyen hastalarımıza da üroloji hekimine mutlaka başvurmalarını öneririm.
Sizin istemediğiniz hiç bir test ya da muayeneyi doktorunuzun size yapmayacağını unutmayınız. Bu muayene olmasa bile diğer testler ile doktorunuz size tanı koyup tedavi uygulamaya çalışacaktır.
Semptomları hafif seyreden ve yaşam konforunda ciddi bozulması olmayan hastalar ilaç ya da ameliyat önerilmeden belli aralıklar ile takip edilebilir. Bu tür hastalara yaşa tarzı ile ilgili bazı önerilerde bulunabiliriz. Bunlar genel olarak;
Başlıca ana grup ilaçlar; alfa blokerler, 5 alfa redüktaz inhibitörleri ve fosfodiesteraz 5 inhibitörleridir. Bazen semptomları giderme ve yaşam kalitesini arttırmak amaçlı olarak antikolinerjikler ve desmopressin içeren ilaçlar da ana grup ilaçlara eklenebilir.
Alfa bloker ilaçlar mesane boynundan prostata doğru ilerleyen düz kaslarda gevşemeye yol açarak daha rahat idrar yapılması amaçlanır. Tedavi edici özellikleri yoktur. Etkisi 24 saat sonra biteceği için günlük 1 adet kullanılmaları gerekecektir. Birbirlerine hem semptım giderme hem de yan etki profilleri açısından bariz üstünlükleri yoktur.
En sık yan etkileri baş dönmesi, sersemlik, burun tıkanıklığı ve meninin geriye kaçmasıdır. Bu yan etkiler hastaların büyük kısmında görülmez ve genellikle hafif seyredip zamanla kaybolacaktır. Ciddi yan etki durumunda doktorunuz ya etken maddeyi değiştirecektir ya da tedavi planında cerrahi yöntem gündeme gelecektir.
5 alfa redüktaz inhibitörleri ilaçlar ise tedavi edici özellikleri olmakla birlikte bu özelliklerini aylar sonra gösterebilmektedir. Yaptıkları hormonal etki ile prostat büyümüsini durdurabilmekte ve küçültebilmektedirler. Ancak yine aynı etki ile sertleşme probleri ve cinsel isteksizlik yan etkileri de oluşturabilmektedirler.
Fosfodiesteraz 5 inhibitörleri de tıpkı alfa blokerler gibi düz kaslar üzerinden etki ederek rahat idrar çıkımını sağlarlar. Aynı zamanda sertleşme problemleri için de tedavi edici özellikleri olan bu ilaçların en dezavantajlı yanları ise SGK ilaç ödeme kapsamında olmayıp ücretli alınmalarıdır.
Her hastanın kendi özel durumuna göre karar verilmekle beraber iyi huylu prostat büyümesinde ameliyatı gereklilik halleri şunlardır;

Ameliyat yönteminin seçiminde de her hastanın kendi özel durumuna göre karar verilmelidir.
Prostat dokusunun endoskopik (kapalı ameliyat) olarak çıkarılmasında her ne kadar yeni enerji yöntemleri geliştirilse de özellikler 80-100 cc hacminin altındaki iyi huylu prostat büyümesinde altın standart cerrahi yöntemi hem Avrupa’da hem de dünyanın diğer gelişmiş ülkelerinde plazma kinetik enerji ile uygulanan TUR-P’dir (transüretral prostat rezeksiyonu).
Daha büyük hacimli prostata sahip hastalar da ise en sık kullanılan iki yöntem ise açık prostat ameliyatı, HOLEP (holmium lazer) ya da THULEP(thulium lazer) yöntemidir. İkisinin de birbirine çeşitli avantajları mevcuttur. Bu yöntemlerin seçiminde cerrahın yöntemlere olan tecrübesi, hastanın bu yöntemlere uygunluğu ve hastanenin teknik durumu etkilidir.
İyi huylu prostat ameliyatlarının da diğer tüm cerrahi yöntemler gibi bazı istenmeyen yan etkileri mevcuttur. Toplumda sıkça ancak yanlış bilinen durum ise bu ameliyatlardan sonra sertleşme bozukluğu olacağı ve hastanın cinsel hayatının bozulacağıdır.
Bu bilgi doğru değildir. İyi huylu prostat büyümesi ameliyatlarından sonra sertleşme problemi görülme olasılığı neredeyse yoktur. Sadece sınırlı oranda hastada meninin ileriye doğru değilde geriye, mesane içine kaçmasından dolayı bir miktar orgazm bozukluğu olabilmektedir. Ayrıca bu ameliyatlardan sonra idrar kaçırma olasılığı da %1-2 civarındaır.
Hem sertleşme bozukluğu hem de idrar kaçırma problemleri iyi huylu prostat ameliyatlarında olmayıp bunlar prostat kanseri cerrahilerinde bazen karşımıza çıkabilmektedir.
İyi huylu prostat ameliyatlarından sonra görülebilecek üretra darlığı (idrar kanalı darlığı) en can sıkıcı durumlardan biridir. Kapalı yöntemlerden sonra %10 oranına kadar görülebilmekle birlikte açık prostat ameliyatlarından sonra bu oran %2 civarıdır.
Üretra darlığı gelişimini en aza indirmek ve hastanın tekrar cerrahi ihtiyacının olmamasını sağlamak adına ilk yapılan ameliyat yönteminin doğru seçilmesi, cerrahın tecrübe ve yeteneği, hastanenin teknik donanımı üst seviyede olmalıdır. Tüm bunların dışında hastaya ait faktörler de önemlidir. Hastanın kalp sağlığı durumu, sigara tüketimi ve genetik özelliklerine bağlı yara iyileşme süreci de üretra darlığı gelişip gelişmeyeceğini etkileyecektir.
BPH (İyi Huylu Prostat Büyümesi) doğrudan hayatı tehdit etmez, ancak tedavi edilmediğinde ciddi sorunlara yol açabilir. Bunlar arasında mesane fonksiyonlarında bozulma, idrar retansiyonu (idrar yapamama),tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, mesane taşları ve nadiren böbrek hasarı yer alır. Ayrıca semptomların şiddeti, hastanın sosyal yaşamını ve uyku düzenini ciddi şekilde bozabilir. Bu yüzden zamanında tanı ve uygun tedavi önemlidir.
Bazı yaşam tarzı değişiklikleri semptomları hafifletebilir. Gece sıvı alımının azaltılması, kafein ve alkol tüketiminden kaçınılması, düzenli fiziksel aktivite, ideal kilonun korunması ve kabızlıktan kaçınmak bunlardan bazılarıdır. Ayrıca bazı bitkisel takviyeler (örneğin saw palmetto, pygeum) kullanılsa da, bunların etkinliği üzerine bilimsel kanıtlar sınırlıdır ve mutlaka doktor kontrolünde alınmalıdır.
Ameliyat kararı sadece prostat hacmine göre verilmez; semptomların şiddeti, yaşam kalitesine etkisi ve komplikasyonların varlığı belirleyici faktörlerdir. Ancak genellikle 80-100 ml’den büyük prostatlarda cerrahi daha sık gündeme gelir. İdrar retansiyonu, böbrek fonksiyon bozukluğu veya ilaçlara yanıt alınamayan ağır semptomlarda ameliyat önerilir. HoLEP gibi yöntemler büyük prostatlarda da güvenle uygulanabilir.
İyi Huylu Prostat Büyümesi ve prostat kanseri farklı hastalıklardır. BPH, prostatın iç kısmındaki hücrelerin iyi huylu büyümesidir ve metastaz yapmaz. Prostat kanseri ise genellikle bezin dış kısmında başlar, çevre dokulara yayılabilir ve hayati risk taşır. Her iki hastalık da benzer semptomlara yol açabilir (zayıf idrar akımı, sık idrara çıkma),bu nedenle ayırıcı tanı için PSA testi, rektal muayene ve gerekirse biyopsi yapılması önemlidir.
Genetik yatkınlık, BPH gelişiminde etkili olabilir. Özellikle 60 yaşından önce BPH tanısı konulan bireylerin birinci derece akrabalarında da benzer şikayetlerin görülme olasılığı daha yüksektir. Aile öyküsü olan kişilerde prostat hacminin daha büyük olduğu ve daha erken yaşta semptomların başladığı gözlemlenmiştir. Bu nedenle genetik faktörler, hormonal etkilerle birlikte önemli bir rol oynar.
Bu konu için aşağıdaki linki tıklayarak blog yazımı okuyunuz: En İyi Prostat Ameliyatı Hangisidir?
Whatsapp: +90 532 485 0016
Instagram: @drarifdemirbas
Youtube: @drarifdemirbas
Hocam merhaba,sizce uygunsa bilgi amaçlı bir sorum var cevaplaya bilirmisiniz. İyi huylu prostatın yarattığı idrar güçlüğün de Ürologların yazdığı ilaçlarda etken maddeleri aynı olan XAtral XL10 mg. nin XAlfu XL 10 mg den tedavi amaçlı bir üstünlüğü varmıdır.İyi çalışmalar dilerim
Aynı etken madde olup birbirlerine üstünlükleri yoktur beyfendi. Geçmiş olsun