Özellikle 50 yaş öncesi çeşitli anatomik, yapısal faktörler nedeni ile kadınlarda erkeklere oranla idrar yolu enfeksiyonu (İYE) görülme oranı yaklaşık 30 kat daha fazladır.
Orta yaş ve yaşlılık döneminde prostat hastalıkları ile beraber idrar yolu enfeksiyonu ihtimali her iki cinsiyette neredeyse eşitlenir. Çoğunlukla bakteriyel olan ve yaşamın çeşitli zamanında görülen bu enfeksiyon cinsel aktif olan 20-40 yaş arası kadınlarda pik yapmaktadır.
Tüm kadınların yarısına yaşamları boyunca en az 1 kez antibiyotik tedavisi gerektiren sistit tanısı konulmaktadır. Bu durum olağandır. Ancak bu durum bazı kadınlarda sık tekrarlayarak hayat konforunda ciddi olumsuzluklar getirmektedir.
‘Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu’ tanımı yılda en az üç ya da son 6 ayda en az iki kez geçirilen İYE demektir. Anatomik ve fizyolojik olarak normal olan kadınlar için geçerli olan bu tanım için diğer sebepler dışlanmalıdır. Örneğin böbreğin konjenital (doğuştan gelen) anomalileri ya da böbrek taşı hastalığı en azından ultrasonografi ile dışlanmalıdır. Sistoskopi, ürodinami ve sistografi gibi invaziv tanısal testler ilk etapta önerilmez.
Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonunda yaklaşımımız öncelikle bazı yaşam tarzı değişiklikleri ve önerilerle riski minimize etmektir. Bunlardan fayda görmeyen hastalarda antibiyotik profilaksisi de gündeme gelir.
Davranışsal değişiklikler ve diğer önlemler ile devam eden tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonunda bir sonraki basamak antibiyoterapidir. İki çeşit antibiyoterapi modeli vardır. Sürekli düşük doz profilaksi ve postkoital profilaksi (cinsel ilişki sonrası antibiyotik kullanımı) yaklaşımı olarak adlandırılırlar. Tekrarlayan İYE profilaksisinde genellikle nitrofurantoin, fosfomisin ve trimetoprim-sulfometaksazol adlı antibiyotikler tercih edilir
Sonuç olarak tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu olduğunu düşünen kadınların üroloji doktoru başvurusu hem tanının doğruluğu hem de tedavi yaklaşımı için mutlaka gereklidir. Ayrıca bu başvuruda benzer semptomlara yol açabilecek diğer hastalıklar (vajinit, taş hastalığı, tümör) da dışlanmalıdır. Tedavi de her hasta için uygun yöntem farklı olabilir. Doktorunuz sizin hikayeniz ve kişisel özelliklerinize göre en uygun kararı verecektir.
Sağlıklı günler dilerim.
Doç.Dr. Arif Demirbaş